Blog

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANAHTAR VE ÇİLİNGİRİN ÖYKÜSÜ..

İNSANLARIN GİZLEMEK, SAKLAMAK İSTEDİĞİ HER ŞEYİN KAPISINI AÇAN ANAHTARLAR BUGÜN TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE FARKLI FORMLARDA VÜCUT BULDU. MÖ 2000’LERDE MISIRLILARIN MİRASI BUGÜN PARMAK İZİNİ YA DA GÖZ RETİNASINI OKUYAN, HATTA İNSAN SESİNİ TANIYAN SİSTEMLER OLARAK KARŞIMIZDA… ANAHTARIN TARİHTEKİ ANLAMLARINA VE GÜNÜMÜZDEKİ VERSİYONLARINA GÖZ ATMAYA NE DERSİNİZ?

Mısır mitolojisine göre günümüzden 4-5 bin yıl önce Seth’in, Osiris’i anahtarsız ve kilitsiz bir tabuta hapsetmesiyle başladı anahtarın serüveni… Seth, tabutu Nil’e attığında Osiris’in karısı İsis onu aramaya koyuldu. Nil Nehri’nde aramasından dolayı Mısır hiyerogliflerinde en çok kullanılan sembollerden biri olan ‘Ankh’a ‘Nil’in Anahtarı’ ismi verildi. Mısır mitolojisinden aktardığım bu bölüm aslında insanoğlunun saklamaya- gizlemeye olan tutkusunun ne kadar eski olduğunun bir kanıtı. İlk anahtarların, mitolojide de değinildiği üzere, antik Mısır’da kullanılması bizleri şaşırtmamalı; zira günümüzde kökü antik çağlara dayanıp da Mısır’a uğramamış bir alet neredeyse yok. Elbette antik Mısır’da kullanılan anahtar kilit ikilisinin, kullanış amacı dışında günümüz anahtarlarına benzeryen bir yanı yok. Mısır kilitleri, içi boşaltılmış dili bulunan pimli bir türdü. Çalışma prensibini kısaca anlatmakta yarar var çünkü bilinen ilk anahtar-kilit ikilisinin neye benzediği aklımızda canlanmalı. Anahtar; eğri ucunda pimler bulunan, yassı bir tahta çubuktan oluşurdu. Anahtar kilide sokularak yukarı doğru kaldırıldığında pimler, dilin yukarı doğru kalkıp, geri çekilmesini sağlardı. Bu kilitler yaklaşık 60 cm büyüklükte yapılıyordu. İlk zamanlarda piramit ve saray çevresinde kullanırken daha sonra soylulara ve sıradan halka yayıldı. Ardından tüm Mısır’a ve dünyaya…

Posted in: çilingir, Genel

Leave a Comment (0) →

Leave a Comment